CİNLER


“Dünya dışı zeki yaşam var mı?” sorusuna Kuran’ın cevabı “EVET”tir. Cinler de insanlar gibi evren(ler)in çöküşünden sonra, evren(ler)de yaptıklarından dolayı yargılanacaklardır.

55:31 Ey sorumlu iki topluluk, sizi elbette sorguya çekeceğiz.

Cinler, tamamen kötü/negatif varlıklarmış gibi bilinirler ancak bu doğru değildir. Tıpkı insanlar gibi; hem iyi hem kötüyü seçebilen, özgür iradeli varlıklardır. Bunu bizzat cinlerin ağzından duyuyoruz.

72:11 Bir kısmımız erdemlidir, bir kısmımız da bunun dışındadır. Biz, ayrı ayrı yollar tuttuk.

Cin türü, insanlıktan önce de vardı.

15:26-27 İnsanı, kurumuş, yıllanmış balçıktan yarattık. Cinleri de önceden, içe işleyen parlak ateşten/aydınlıktan/nurdan/plazmadan yarattık.

Cinlere de insanlara olduğu gibi, Tanrı ve yargı günü hakkında bilgi gitmiştir.

72:1-2 De ki: "Bana vahyedildiğine göre, cinlerden bir grup dinlediler ve şöyle dediler: 'Biz ilginç bir okuma/Kuran işittik. O doğruya iletiyor ve biz onu onayladık; bundan böyle Rabbimize hiç kimseyi ortak koşmayacağız.'"

37:158 ...Halbuki cinler sorguya çekileceklerini bilirler.

İnsan DNA'sı Tanrı bilinciyle kodludur ancak cinlerde böyle bir şey yoktur.

7:172 Efendin, Adem'in çocuklarının soylarını çıkarırken onları kendi kendilerine tanık tutar: “Ben, Efendiniz değil miyim?” “Evet, tanıklık ediyoruz” derler.

30:30 Bir tek Tanrıcı olarak kendini dine adamalısın. Nitekim, Tanrı insanları böyle bir yaratılış ile donatarak yaratmıştır…

18:51 Ben onları göklerin ve yeryüzünün yaradılışına ve kendilerinin yaradılışına tanık tutmadım...

Cinler de tıpkı insanlar gibi, Tanrı’ya hizmet etmek için yaratılmışlardır.

51:56 Ben, cinleri ve insanları sadece bana hizmet etsinler diye yarattım.

Tanrı’ya hizmet etmeyi, yani iyi tarafı seçenler melek/aracı/elçi/güç; Tanrı’ya karşı gelenler, yani kötü tarafı seçenler şeytan/sapkın/kâfir olarak nitelenir.

Örneğin, Tanrı’ya hizmet eden cinlerin (meleklerin) insanlığa da hizmet etmesi istendiğinde İblis adlı melek bu emri reddeder, özür dilemez ve kararında direnir. Böylece meleklikten düşer ve sapkın tarafa geçer.

18:50  Bir gün meleklere: "Âdem'e secde edin!" dedik. İblis'in dışındakiler hemen secdeye kapandılar. O cinlerdendi* (melek olarak görevlendirilen olanlardan) ama Rabbinin emrinden çıktı.

*"O cinlerdendi ama Rabbinin emrinden çıktı" kısmını doğru anlamak için: "Rabbinin emrinden çıkmayan cinler hangileriydi?" diye sormak gerekir. Bunun tek cevabı "melekler" olur. O zaman, meleklerin cinlerden olmadığı, sorumsuz varlıklar olduğu ve günah işleyemeyeceği şeklindeki algı yönetiminin önü kesilir. Burada emirden çıkan meleğin adı İblis'tir. İblis, meleklerden olmasaydı insana hizmet etmekten/secdeden sorumlu tutulamazdı.

Tanrı; İblis'in yalandan yere melek-cin gibi davrandığını, onun bu olayla kafir olan cinlerden olduğunu/olacağını zaten biliyordu. Bu "test" ile onun gerçek yüzünü ortaya çıkardı.

2:34 Meleklere “Adem’e secde edin!” dediğimizde hemen secdeye kapandılar ama İblis öyle yapmadı, büyüklenerek direndi. O kâfirlerdendi.
“Kâfirlerdendi” sözü ayrıca; İblis’ten önce de bazı meleklerin kâfir olduklarını gösterir. Melek, elçi anlamındadır. Onlar Tanrı’nın, birçok konuda elçi olarak görevlendirdiği cinlerdir. Unutmayın ki Tanrı şöyle demiştir: “Cinleri ve insanları, sadece bana kulluk etsinler diye yarattım (51:56).

CİN ÇARPMASI/MUSALLAT OLMASI

Halk dilinde “çarpma” kelimesi kullanılır ancak, “musallat olmak” daha doğru bir tanımdır. “Musallat” Arapça’da “izlemek, birebir takip etmek, zorbalık, saldırganlık” gibi anlamlara gelir.

Normalde cinlerin yeryüzüne/dünyaya geçebilmeleri mümkün değildir. Bu durum, ancak Tanrı’nın izniyle gerçekleşebilir.

55:33-35 Ey insanlar ve cinler topluluğu, göklerin ve yerin çaplarını aşmaya gücünüz yetiyorsa, aşıp geçin. Bir yetkiye sahip olmadan geçemezsiniz. Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz? Üzerinize ateşten toplar ve ışınlar gönderilir; yardım görmezsiniz. 

72:8 "Biz (cinler) göğe dokunduk ve onu güçlü bekçilerle ve ateş toplarıyla korunmuş bulduk. Biz eskiden orada casusluk için otururduk. Ancak şimdi her kim dinlemek isterse kendisini gözleyen bir ateş topu bulur.”

Eğer bir insan, şeytan/sapkın/kafir (insan veya cin) ile sınanıyorsa Tanrı’nın izniyle/hak ettiği için oluyordur. Doğru yolda olup erdemli yaşayanların üzerinde etkileri yoktur.

26:221-222 Şeytanların kime indiğini size bildireyim mi? Onlar her günahkar iftiracıya iner. 

16:99-100 Gerçeği onaylayıp Efendilerine güvenenlere onun bir gücü yoktur. Onun gücü, kendisini dost edinenlere ve onu Efendilerine ortak koşanlaradır. 

5:105 Gerçeği onaylayanlar, siz kendinize bakın. Doğru yolda iseniz sapıtan kimse size zarar veremez. Hepinizin dönüşü Tanrı’yadır. Yaptıklarınızı size haber verecek. 

Yani eğer erdemli değil; kötü taraftaysan. Gösteriş meraklısı, iftiracı veya dedikoducu  vs isen (26:222, 104:1, 17:37, 31:18); Tanrı’nın izni ile şeytan/sapkın/kafir insan veya cin musallat olabilir. Bu duruma düşmemek veya kurtulmak için; kibirli olunmamalıdır, Tanrı ile irtibatta kalınmalı, O’na/iyiye hizmet edilmeli, namaz/salat/meditasyon yapılmalı (2:45, 39:49).


Sorumluluk Reddi
Kesin olanı, gerçeği, en iyi Tanrı bilir.
Bu makalede okuduklarınızı süzgecinizden geçirmeden kabul etmemelisiniz.
Lütfen sitenin manifestosunu okuyunuz.


Son Güncellenme: 25.02.2021
[PDF OLARAK OKU/İNDİR]