ESKİ KİTAPLAR TAHRİF EDİLDİ Mİ?
ZEBUR: Zebur
bir kitap adı değildir. Kelime anlamıyla
bilgili sayfalar, yazılar gibi anlamlara
gelir. Davut’a verilmiştir. Eski Ahit’in
içinde peş peşe gelen 5 bölümün Zebur olduğu
söylenir (Eyüp, Mezmurlar, Özdeyişler, Vaiz,
Ezgiler Ezgisi).
İNCİL: İncil
kelimesi, Eski Kilise Habeşçesinde “wangil”
veya Aramice ve Süryanicedeki “engiliyun”
veya Antik Yunancadaki “euangēlion”
(ευαγγηλιον) kelimesinden Arapçaya geçtiği
düşünülür. Dört müjde/gopsel anlamına gelir.
Yeni Ahit’in ilk dört bölümünün İncil olduğu
söylenir (Matta, Markos, Luka, Yuhanna).
Eski Antlaşma’da Tevrat ve Zebur hariç; “Tarihi Kitaplar” adı altında 12, “Büyük Peygamberler” adı altında 5, “Küçük Peygamberler” adı altında 12 bölüm vardır. Yeni Antlaşma’da ise İncil hariç; “Pavlus'un Mektupları” adı altında 13, “Genel Mektuplar” adı altında 8, “Tarihsel” adı altında 1, “Vahiy” adı altında da 1 adet olmak üzere bölümler vardır.Yani günümüze gelen Eski Ahit & Yeni Ahit’in birleşimi olan Kitab-ı Mukaddes’te peygamberlere vahyedilmemiş veya onlar tarafından yazılmamış kısımlar bulunmaktadır.
Dahası “İsa’ya zaten kitap verilmedi, kelime anlamıyla müjde verildi, o da bunu duyurdu”, "yok şu elçiydi bu değildi", "yok kitap hiç yoktu aslında böyleydi" gibi tartışmalar da vardır.
Biz bu tartışmalara
girmeye gerek duymuyoruz. Çünkü bu yazıların,
samimi ve tanrısal olduklarını; öyle olsalar
bile günümüze değiştirilmemiş şekilde
gelip-gelmediklerini anlamak için Kuran’a
bakmalıyız.
Kuran sayesinde yapabileceğimiz
başlıca tespitler şunlardır:
(1) Muhammed peygamber Kuran’ı aktardığı
süreçte Tevrat’ın tahrifata uğramamış hali
mevcutmuş ancak halktan gizleniyormuş:
62:5 Kendilerine Tevrat
verilip de onun gereğini yerine
getirmeyenlerin örneği, kitaplar taşıyan
eşeğin durumuna benzer. TANRI’nın ayetlerini
yalanlayan topluluğun durumu ne kötüdür.
TANRI zalim toplumu doğruya ulaştırmaz.
(2) Kitap
ehlinin çoğunluğu kitaplarına uymuyorlarmış
ve tefsir yoluyla kelimelerin anlamlarını
değiştirmişler:
6:91 Siz o Kitap'ı birtakım parşömenler
yapıp ortaya sürüyorsunuz ancak birçoğunu da
saklıyorsunuz.
5:41-43 Ey
elçi, ağızlarıyla "Onayladık" dedikleri
halde kalpleriyle onaylamayanların
inkârcılıktaki gayretleri seni üzmesin.
Yahudilerin bir grubu var ki yalana kulak
veriyor, seninle hiç karşılaşmamış bir
topluluğu dinliyor. Kelimelerin anlamını
kaydırıp: "Size bu verilirse alın, bu
verilmezse sakının" diyorlar. Yalana kulak
veriyor, yasa dışı yoldan yiyorlar. Sana
gelirlerse, ister aralarında hüküm ver,
istersen yüz çevir. Onlardan yüz çevirdiğin
taktirde sana hiçbir zarar veremezler. Hüküm
verirsen, aralarında adaletle hüküm ver.
TANRI adaletli olanları sever. İçinde
TANRI’nın hükmü bulunan Tevrat yanlarında
dururken nasıl olur da ondan yüz çevirip
seni hakem yapıyorlar? Onlar aslında gerçeği
onaylamıyor.
(3) Kitaptan habersizleri (ümmileri), sanki
kitaptanmış gibi bir şeyler yazarak
kandırmaya çalışmışlar ve gerçekleri
gizlemişler:
2:40 İsrail çocukları!
Size verdiğim nimetimi hatırlayın, bana
verdiğiniz sözü tutun ki ben de size
verdiğim sözü tutayım; yalnız benden korkun!
Yanınızdakini (Tevrat) doğrulayıcı olarak
indirdiğimi onaylayın. Ona karşı çıkanların
ilki olmayın. Ayetlerimi değeri düşük
şeylerle değişmeyin; sadece benden çekinin.
3:71 Kitap halkı! Neden doğru ile
yanlışı birbirine karıştırıyor ve bile bile
gerçeği gizliyorsunuz?
3:78 Onlardan
(Kitap Halkı’ndan) bir kısım kimseler de
Kitap'ta olmadığı halde, Kitap'tan sanasınız
diye Kitap'ı dillerini eğip bükerek okurlar.
Oysa o Kitap'tan değildir…2:75-79 Onların
sizi onaylayacaklarını mı umuyorsunuz?
Halbuki onların bir kısmı, TANRI’nın sözünü
işitip kavradıktan sonra, bile bile çarpıtıp
tahrif ederlerdi. Onlar, Gerçeği
onaylayanlarla karşılaşınca, "Gerçeği
onayladık" derler; baş başa kaldıklarında
ise "Efendiniz katında size karşı delil
olarak kullanmaları için, TANRI’nın size
açıkladığını mı onlara anlatıyorsunuz,
akletmez misiniz?!" derler. Bilmezler mi ki
TANRI gizledikleri ve açıkladıkları her şeyi
biliyor? İçlerinde ummiler vardır. Kitabı
bilmezler. Kuruntularından başka bir şey
bilmezler. Ancak zanda bulunuyorlar.
Yazıklar olsun o kimselere ki: Kitabı
elleriyle yazıyorlar, sonra da az bir kazanç
elde etmek için "Bu TANRI katındandır."
diyorlar. Yazıklar olsun onlara, elleriyle
yazdıklarından dolayı. Yazıklar olsun
onlara, kazandıklarından dolayı.
Bu tespitleri okuduktan
sonra “ee Kuran’ın tahrif edilmediğini
nereden bileceğiz?!” diye sorabilirsiniz ve
sormakta haksız da değilsiniz.
5:15
Kitap halkı, kitabın gizlediğiniz birçok
bölümünü açığa çıkaran ve birçoğunu da
yüzünüze vurmayan elçimiz geldi size.
TANRI’dan bir ışık ve apaçık bir kitap da
geldi size.
Kuran, Tanrı tarafından matematiksel bir
sistem (19 Sistemi) ile korunmuştur (19sistemi.com).
Dolayısıyla, Kitab-ı Mukaddes’te
anlatılanlarda bir tahrifat olup olmadığına,
Kuran ayetleriyle çelişip çelişmediğine
bakarak tespit edebiliriz. Yok, eğer
“Kuran tahrif edilmiştir, Kitab-ı Mukaddes
günümüze tahrif edilmeden ulaşmıştır”
diyenler, Mukaddes için 19 sistemine benzer
kanıtlar getirilmelilerdir.
BAŞLAMADAN ÖNCE
Aşağıdaki “Mukaddes Çelişkileri”
linkinde okuyacaklarınız, Kuran ile günümüze
Kitab-ı Mukaddes olarak gelen kitabın
karşılaştırmalarını içermektedir. Bize göre
bu kitaplarda bariz tahrifatlar vardır.
Lütfen, kendi kararınızı vermek için makaleyi
inceleyiniz.
Tespit ettiğimiz çelişkiler için;
“hayır öyle değil, yanlış anlamışsın, orada
böyle demek istiyor” gibi cevap vermek
isteyenler
benboyledusunuyorum@allahvedin.com adresine,
delillerini Kuran’dan getirerek itiraz
etmeleri rica olunur. Tespit edilmemiş
çelişkiler için de “bunu da belirtin, burada
da bir çelişki var” diyenler de aynı yolu
izleyebilirler.12:76 …Her bilenin
üstünde daha iyi bir bilen vardır.
Sorumluluk
Reddi
Kesin olanı, gerçeği,
en iyi Tanrı bilir.
Bu makalede
okuduklarınızı süzgecinizden geçirmeden kabul
etmemelisiniz.
Lütfen sitenin
manifestosunu okuyunuz.